İstanbul turizmi için büyük bir öneme sahip olan Süleymaniye Camii, adından kolayca anlaşılacağı gibi Kanuni Sultan Süleyman Han tarafından yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ın yapmış olduğu bu eser Osmanlı imparatorluğunun altın çağı dediğimiz döneminde yapılmıştır. 1551 yılında yapımı başlanan caminin 1558 yılında kısa sürede bitirilmesi cabasıdır. Süleymaniye Camii İstanbul’un en büyük camilerinden biri olacaktı ki günümüzde sade olmasına rağmen dünya üzerinde sayılı camilerden birisi olmayı başarmıştır. Mimar Sinan’ın geometrik dehasını konuşturduğu bir camidir ve camide üstün akıl ile yaptırılmış bir oda vardır.
Süleymaniye Camii Hikayesi
Tüm zamanların en büyük mimarı olan Mimar Sinan’ın seçtiği kadro ile birlikte yoğun çalışırken Süleymaniye Camii yakınlarında oturan bir yaşlı teyzenin iç geçirerek Süleyman gibi bir padişah statüsünde olabilsem böyle bir eser yapabilsem ve insanlar yüz yıllar boyunca burada namaz kılsa diye böbürlenip caminin yapımında çalışan ustalara bir tas yoğurt bırakır. Bıraktığı yoğurttan seneler, günler sonra cami bitmiş ve açılmışken Kanuni Sultan Süleyman’ın rüyasına bu yoğurt bir terazide bir yanda Süleymaniye Camii diğer yanda ise bir tas yoğurt görünür. Terazide bir tas yoğurt Süleymaniye Camii’den ağır gelince bu rüyadan sonra inanılmaz bir korkuyla uyanır ve acaba bir yerde yanlış mı yaptım ? Neden böyle bir rüya gördüm diye düşünmeye başlar. Hemen ertesi gün caminin yapımında çalışan herkesi toplar ve inşaat sırasında birinden bir şey aldınız mı ? İnsanların hakkına mı girdiniz ? Diye hiddetlenerek sorar. Padişahın hiddetlenerek sorduğu bu sorulara işçiler sadece bir yaşlı teyzeden çok ısrar ettiği için bir tas yoğurt aldıklarını söylerler. İşçilerin bu söylemlerinden sonra “Tas yoğurt aldığınız yaşlı teyzeyi derhal getirin” diye emrederek hanedanlığına yaşlı teyzeyi çağırır. Yaşlı teyzeye neden böyle bir rüya gördüğünü ve onlara neden bu kadar ısrar ederek bir tas yoğurt almalarını istediğini anlatmasını ister. Dinimiz İslam açısından büyük bir önem arz eden hikayenin üstüne birde Süleymaniye Camii’nin temeline konulacak ilk taşı zamanın Şeyhülislamı Ebu Suud efendi koymuştur. Bu yüzden 1551 yılında yaptırılan bu cami dini açıdan önemli semboller arz etmektedir.
Süleymaniye Camii Nerede
Tarihi efsaneleri insanın içine dokunur nitelikte olan Süleymaniye Camii İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunmaktadır. Konum olarak Fatih ilçesinin Süleymaniye Mahallesindedir. Gitmek için her yerden ulaşım sağlayabileceğiniz bu yerde ziyaret ederken trafik haricinde zorluk çekilmemektedir. Mahallenin yakınına vardığınızda direkt olarak ihtişamlı görünümüyle büyülüyor.
Nasıl Gidilir ? (Yol Tarifi)
Her semtten 2 en fazla 2 vesait seferlerle maksimum 2 saat içerisinde gelebiliyorsunuz. Eyüp tarafından gelenler için 39B otobüs hattına binip son durak olan Vezneciler durağından indikten sonra 10 dakikalık yürüyüş mesafesinde kalmaktadır. Yürüyüş mesafesini söylemeye gerek duymadık çünkü Süleymaniye Camii, Vezneciler durağından çok kolay bulunabiliyor. Şişli’den gidiş için 46T ve 89C numaralı otobüs hattında Vefa durağında inerek 15 dakikalık yürüme mesafesini aşıp camiyi görebilirsiniz. Süleymaniye’nin karşısı olan Üsküdar’dan gelenler için 3 tane yol vardır. Metrobüsle, vapurla yada otobüs hatlarıyla camiye varabilirsiniz. Metrobüs kullanacaksanız 34AS numaralı araca binip Cevizlibağ durağında iniyorsunuz. Cevizlibağ durağından Taksim – Cevizlibağ hattına binip Vefa durağında inmeniz gerekiyor. Vapurla gelenler için ki vapur yada feribotla gelmeniz tavsiyemdir, Eminönü İskelesinde indikten sonra Fatih – Eminönü hattıyla rahatlıkla Süleymaniye Camii’ye gidebiliyorsunuz.
Süleymaniye Camii Özellikleri
Büyük imparatorluğun yıkılmaz dendiği zamanlarında yapılan Süleymaniye Camii, büyük bir deha ürünüdür. Mimar Sinan’ın ince işçiliğinin yanı sıra birde özel odalar ile ince düşünceler’de eklenince dahada kutsal bir emanet haline gelmiştir. Süleymaniye Camii’nin en büyük ve sır dolu özelliği İs odasıdır. İs odası dönemin padişahı tarafından Mimar Sinan’a emri ile yapılmıştır. Caminin aydınlanması için yakılan mumların çok fazla is yapabileceğini üstün bir zeka ile önceden anlayıp mumlar yakıldığı sırada dumanından yayılan isler hesaplanan hava sirkülasyonu sonucunda İs Odası’na gitmektedir. İnanılmaz bir deha ürünü olan İs Odası, zamanın bilimi ile mumların çıkardığı islerin hiçbir şekilde başka bir yere yayılmadan sadece bu odada toplanmasını sağlamayı başarmıştır. Ayrıca bu özellik sadece bununla kalmıyor ! Namaz kılanların aydınlanması için yakılan mumların çıkardığı isler İs Odasında toplanınca islerden mürekkep yapılıyor ve bu mürekkep sadece devlet için önemli olan anlaşmalarda kullanılıyor ! İşte Süleymaniye Camii böyle bir dehanın ürünüdür. Ayrıca caminin ziyaretçi çekmesinin en büyük sebebi Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan türbelerinin olmasıdır. Kendi adına yaptırdığı caminin türbesinde yatan padişahı ziyaret için her gün yüzlerce insan gelmektedir.
Süleymaniye Camii İçi
Osmanlı padişahları arasında 10. Padişah olduğunu sembolize eden minarelerin sayısı 10 tanedir. Caminin içinde 128 tane pencere vardır, iç kısmı Eyüp Camii’ye benzemektedir.