Rusya’nın ikinci en büyük şehri olan St. Petersburg, tarihi gelişmelerin yanında pek çok ünvanlara sahip bir şehirdir. Avrupa’nın da dördüncü en büyük şehri olarak kabul edilen Sankt Peterburg olarak da bilinir. Çarlık Rusya döneminde Başkentlik görev yapmıştır. Rusya’nın kuzeyinde kalan bu kent günümüz başkent Moskova’dan 700 kilometreden fazla bir uzaklıkta bulunmaktadır. Baltık denizine kıyısı bulunan St. Petersburg, UNESCO Dünya Mirası alanı olarak kabul edilen Neva nehri üzerine kurulmuş ve adalardan, kanallardan oluşan bir yer olmuştur. Kuzeyde bulunmasına rağmen buranın “Venedik” ünvanına sahip olmuştur. Nüfus olarak 5 milyona yakın kişinin bu şehirde yaşadığı belirtiliyor. Kışların çok soğuk geçtiği bu şehirde yazları ise 16-17 dereceleri görmektedir. Sizde bu şehri gezmek için yaz aylarını tercih edebilirsiniz.
St. Petersburg Görülmesi Gereken Yerler
St petersburg ziyaret etmek için Rusya vizesi almanız gerekmektedir. Bordo renkli pasaport sahibi iseniz 30 günlük veya daha uzun süreli seyahat için Rusya Başkonsolosluğu’ndan vize başvurusu yapabilirsiniz. St petersburg Şehrinde Çarlık döneminde başkent olduğu için hatırı sayılır şekilde eserler mevcuttur. Gelin şimdi hep beraber çoğunluğunuz eski Rusya dönemine ait olduğu bilinen St. Petersburg’da gezilecek yerleri keşfedelim.
Puşkin Çarlık Sarayı
Çarlık Saray’ı yüzyılda İnşa edilen saray ihtişamı ve büyüklüğüyle göz dolduruyor. Catherine Palace İsmi ile de anılan bu bina St Petersburg’un merkezinden 30 km uzaklıkta olan Puşkin de bulunuyor. Sarayın yapımında dış sözleşmeler için 100 kg altın kullanıldığının içinde ise 846 metrekare büyüklüğünde taht salonu dikkat çekiyor. Rokoko tarzında inşa edilen sarayda Osmanlı dönemine ait kalıntılar da mevcuttur. Sarayın bahçe kısmında cami görünümüne sahip bir hamam ve ayrıca Osmanlı-Rusya arasında geçen Savaşı anısına dikilmiş heykelde bulunuyor. İkinci Dünya Savaşı’nda Almanlar tarafından tahribata maruz kalan bu saray yeniden yapılanması 10 yıl sürmüştür. Çarlık sarayına ulaşım şehrin merkezinden otobüslerle veya metro ile sağlanmaktadır.
Peterhof Sarayı
Rus Çarı Petro gösterişe ve ihtişama önem verdiği için St Petersburg Şehrin farklı noktalarına birbirinden güzel eserler yaptırmıştır. Baltık denizi kıyısında yaptırdığı bu saray, UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alıyor. Büyük bir alana kurulmuş olan sarayda bahçeler ve Çeşmeler insanların ilgisini çekiyor. Petro bu Sarayı İsveçlilere karşı kazandığı savaştan sonra yaptırmak istemiştir. Saray konum olarak merkeze uzak bir yerdedir. Fakat Ermitaj müzesinden teknelerle beraber 30 dakikada gidilebilir.
Ermitaj Müzesi
1852 yılında açılan müze, İçerisinde 3 milyona yakın sanat eserini bünyesinde barındırıyor. Rusya’nın en büyük ve en eski müzelerinden biri sayılıyor. Bir söylentiye göre müzenin içerisinde bulunan eserler tek tek incelendiği zaman 11 yıl içerisinde biteceği belirtiliyor. Dünya üzerinde farklı tarihi eserlerin de bu müzede yer aldığını belirtmek isteriz. Müzede ayrıca dünyanın en büyük tek parça granit sütunu bulunmaktadır. Ermitaj müzesini gezmek için dünyanın farklı noktalarından turistler gelmektedir. yoğunluğun çok olduğu bu müzeye giriş için bilet sırasını beklemeden internet üzerinden satın almak sizin için zaman kazandıracaktır. Ermitaj müzesini gezdikten sonra, Peterhof Saray’ına ulaşımın buradan daha kolay olacağı için Bir günde iki tarihi yeri de gezmenizi tavsiye ederiz.
Tatar Camii
Çarlık döneminde II. Nikolay’ın izin vermesiyle 1910 yılında caminin yapımına başlandı. Cami Petro kalesinin karşısına üç sene içerisinde tamamlanarak yapıldı. Döneminin Avrupa’daki en büyük camisi olarak da tarihe geçti. Tatar camisi halen ibadete açık olarak 5000 kişinin aynı anda ibadet etmesine imkan sağlıyor. Turkuaz renkleri ile dikkat çeken cami turistlerin uğrak noktası halinde.
Aziz Isaak Meydanı
St Petersburg’un En işlek meydanlarından biri olarak da sayılır. 1800’lü yıllarda yapılan Aziz Isaak Meydanı, Aziz Isaak Katedrali ve Mariinski Saray’ı yapıtlar yer almaktadır. I. Nikolayın atlı anıtı da meydanda bulunmaktadır. Aziz Isaak Katedrali, meydanın önemli eserlerinden bir tanesi olarak ön plana çıkıyor. Dünyanın en büyük kubbeli yapısı olarak kabul ediliyor. İhtişamı ve büyüklüğüyle görenleri hayran bırakıyor. Aziz Isaak katedrali karşısında Mariinski Saray’ı yer alıyor. Saray St. Petersburg şehrinin Yasama Meclisi olarak halen kullanılıyor.
Kazan Katedrali
St petersburg kentinin En görkemli yapısı olarak dikkat çekiyor. Katedralin yapımına 1801 yılında başlanıp 10 sene içerisinde tamamlanmıştır. Katedral “Kazanskiy Kafendralniy” adıyla da bilinir. Yarım ay şeklinde olan katedral, 80 metre kule ile dönemin en uzun kulesi olarakta bilinmektedir. Katedralin yapımını Andrey Voronikhin üstlenmiştir.
Voskresenia Khristova Kilisesi
Yapımı uzun süren kilise 1907 yılında tamamlabilmiştir. 24 yılda tamamlanan kiliseye, III. Alexander döneminde başlamış, II. Nikolay döneminde bitmiştir. Kilise normalde Alexander döneminde babasına ithafen yaptırmak istemiştir. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle yapımı uzun süren kilise kendisinden sonraki gelen Rus Çarı II. Nikolay tarafından tamamlanmıştır. Kilise yapımında halktan bile para toplandığı söylenmektedir. Farklı mimari yapısıyla dikkat çeken kilise St. Petersburg şehrinin simge haline gelen yerlerinden biri olmuştur.