Dünyada adını duyurmuş en mühim başkentlerden bir tanesi olan Paris, gezilecek yerleri sayesinde turizminin ekonomiye katkı sağlamasına yardım ediyor. Fransa ve Avrupa’nın başlıca gelen şehrinde 332 metre uzunluğundaki Eyfel Kulesi en çok rağbet gören eserlerdendir. Küresel çapta bir tarihi eserler listesi olan UNESCO Dünya mirasları listesindeki eserler’de burada toplanan heyetle karar veriliyor ve listeye giriyor. Kendi başkentimize oranla inanılmaz büyüklükte bir yüz ölçümüne sahip ve bu yüz ölçümüne göre az insan yaşamakta.
Paris’in Turistik Yerleri
Şehir büyük bir alana yayılmış ve köklü bir geçmişi olduğu için gezilecek çok sayıda turistik yer var. Buralara ulaşım için metro ve belediyenin mantıklı çalışması ile hazırladıkları otobüs hatlarını kullanabilirsiniz. Paris’de gezerken turizmin en yoğun olduğu mevsimde bile ülkemizin şehirlerine göre büyük bir şehir olduğu için kalabalık ve sıkışık bir ortam hissetmeyeceksiniz.
1. Louvre Müzesi
Şüphesiz Paris şehrine gelenlerin gezilecek yerler listesindeki ilk durağı burasıdır. 16. Yüzyılda Fransız krallarının villası olarak başlayan tarihi, 18. yüzyılda dünyanın en çok koleksiyon barındıran müzesi olarak devam ediyor. Louvre Müzesi giriş ücreti çok düşük bir müzedir ve 30.000’den fazla koleksiyon barındırsa’da yer altında inanılmaz bir büyüklükte şaibeli koleksiyon odaları olduğu için içerisinde kaybolabilirsiniz.
2. Eyfel Kulesi
Çanak anten ile televizyon kullandığımız zamanlarda şanı ve popülerliği çok daha fazla olsa’da 2015 yılından beri gittikçe düşmektedir. Deniz kenarına konumlanmış metrelerce yükseklikteki kulenin en üst katı olan 3. katından Paris’te gezeceğiniz tüm yerleri planlayıp sıraya koyabilirsiniz. Belki bu özelliğinden dolayı Louvre Müzesinden önce gelebilir. Eyfel kulesi bilimsel alanda ünlü bilim adamları ve Nikola Tesla’nın alternatif akım ile dünyaya bedava elektrik yayma planlarını yakından görmek için insanların geldiği yerdi.
3. Paris Yeraltı Mezarları
Paris’de 17. yüzyılda yerel Paris halkının sık sık yaşadığı salgın dalgalanmaları sonucu hükumet bu salgın hastalıklarının hepsi yer üstünde bulunan mezarlıklardan dolayı oluştuğu kanısına varmışlar. Ne kadar doğru bir kanı bilemeyiz ama kemikleriyle beraber ölen insanlar mezarlarından tek tek çıkartılıp yer altına taşınmış ve ortaya turistik bir mezarlık çıkmış. Bir asır boyunca sadece yerin 130 metre altında bekletilen kafalarla dolu yer altı mezarlığı iken ekonomiye katkı sağlayan bir yer haline gelmiş.
4. Orsay Müzesi
Yan binası 1930 yılına kadar tren garı olduğu için fotoğraf çekmeye çok müsait bir alan oluşturmuş. Müze hükumet tarafından 2 yıl gibi kısa bir sürede inşa edilmiş ve 20’den fazla ressam, 9 heykeltıraş sanatçısı buraya eserlerini işlemiştir.
5. Notre Dame Katedrali
11. Yüzyılda Fransız Hristiyanların ve Hristiyan dini inancına sahip herkes için önemli bir katedral olmasıyla bilinir. 2019 yılının Nisan ayında yanması ile birlikte girişler 5 yıl boyunca durdurulmuştur. Katedralin üst tabanında Gargoyle heykelleri bulunmaktadır. İçinde ve dışında Hristiyanlık dini için önem arz eden heykeller ve motifler ağırlıklı olarak işlenmiş. Doğu cephesinde gül motifleri ile oyulmuş altın pencereler dikkat çekmektedir. Ayrıca büyük ve ihtişamlı bir Meryem ana heykeli’de bulunmaktadır. 195 yıl boyunca yapım aşaması süren Notre Dame Katedrali, çok büyük paralar harcanıp 1345 yılında tamamen proje bitirilmiştir. Viktor Hugo’nun Notre Dame Katedrali eseri olmasaydı büyük ihtimal böyle bir katedral günümüzde olmayacaktı. Çünkü aslında bu katedral Fransa hükumetince toparlanması zor olacak kadar kirlenmişti ve yıkılıp yerine başka bir çalışma yapılacaktı. Viktor Hugo bu yıkımı durdurmak için kitap yazıp herkesten imza toplayarak buna engel olmayı başardı.
6. Picpus Mezarlığı
Picpus mezarlığı, Fransa için büyük bir öneme sahiptir. Çağ kapatıp yeni bir çağ getiren Fransız ihtilali sırasında krallığa baş kaldıran Paris şehrindeki cesur devrim askerlerinin anıtlarının bulunduğu yerdir. Günümüzde bu mezarlığa sadece bu mezarlıkta yatan kişilerin soyundan gelen kişiler buraya defnedilebiliyor.
7. Cite Adası
Paris aslında dört bir yanı denizlerle çevrili bir şehirdir. Cite Adası’da Paris’in ve Paris gezilecek yerler arasında neredeyse %70’ini kapsayan Sen Nehri üstünde bulunmaktadır. Sen Nehri kıyıları, buraya gelen turistlerin tarihi ve güzel yerleri görmesi için yeterli olacak kadar fazla turistik yapı barındırmaktadır.
8. Sainte Şapeli
Notre Dame Katedrali ile bitişik bir şapel’dir. Tarihi katedrali gezdikten sonra koyu mavi ve koyu kırmızı renklerinin harika bir mimarisi olan Sainte Şapeli’ni sıraya koymalısınız. İçeride çok güzel bir ambians olduğundan dolayı kendinizi burada gözlerinizin ve ruhunuzun dinlendiğini hissedeceksiniz. Çok büyük değil, içeride en fazla 15 dakika durursunuz fakat gezilmesi gereken bir yer.
9. Montmartre
Türkçe adıyla ressamlar tepesi olarak anılmaktadır. Montmartre, Paris’in en yüksek tepesi olduğu için turistlerin şehri tepeden görmek için geldiği iki numaralı yerdir. Eyfel kulesi’den sonra gece Paris’in ışıklı manzarasını ve Eyfel Kulesi’nin geceleri 230 kilovat elektrik enerjisi ile şehri aydınlattığının sahnesini Montmartre’de Batı’dan izliyorsunuz.
10. Sacred Heart Montmartre Bazilikası
Montmartre ilçesine 40 dakikalık bir tren seyahati sırasında camdan bakıp izlediğinizde zaten beyazlara bürünmüş bu bazilika dikkat çekiyor. Ressamlar tepesinin beyaz bazilikası dini ve tarihi eserler arasında ikinci olarak gelmektedir. Hatta Notre Dame Katedralinin yandığını düşünürsek şu anda en önemli yapıttır. Bazilikanın metroyla gelirken uzaktan gözüktüğü kadar yakından’da tertemiz gözükmesi sizi şaşırtmasın. Bu mimari yapının ham maddesi Travertenler’den yapıldığı için yağmur yağdığında tertemiz bir hal alıyor. Traverten taşları su ile birleştiği zaman direkt olarak temizlenir ve sabun etkisi ortaya çıkartır. Ayrıca bu Sacre Coeur bazilikasının temiz olduğu kadar çokta güzel bir tarihi var. Yapılması 1900 yıllarında olup kısa süre önce olsa’da, yapılma sebebi 3. yüzyıla dayanmaktadır. Bir Psikopos’un haksız yere öldürülmesinden sonra kellesini elleriyle alıp Paris sokaklarında geze geze Hristiyan vaazları veren Dennis, en son bazilikanın yapıldığı yerde ölmüştür.
11. Pantheon (Paris)
Kilisenin ortasında dünyanın düz olmadığına dair kanıt niteliğinde bilimi taşıyan Foucault Sarkacı olduğu için görülmeye değerdir. Yapıldığı 1790 yılında henüz dünya yuvarlaktır deyip krallık tarafından yakılan Galileo’ya yakın bir tarihteydi. Paris’in şarap kokulu sokaklarında turlarken beyaz bazilika’dan sonra tarihi kategoride Paris’in önemli turistik yeri ve giriş ücreti ödemeden girilebildiği için mutlaka durağınız olmalı. İçeri girdikten sonra hemen orta cephesindeki sarkaca gidip Rönesans zamanında dünya düz değildir dediği için yakılarak öldürülen Galileo’ya ithafen yapılan sarkacın önünde bilimin ışığıyla bir fotoğraf çektirebilirsiniz.
12. Ulusal Seramik Müzesi
Ülkemiz için milli egemenliği ve siyasi anlamda çok büyük bir öneme sahip olan Sevr antlaşması burada yapılmıştır. Antlaşmanın yapıldığı 1920 tarihinde’de bir Seramik müzesi idi. Yıllar boyunca’da konsepti değişmedi ve Türklerin bekası için büyük bir anlam ifade ettiği için bu müzeyi’de Paris’te gezilecek yerler arasına eklemek istedik. Müzenin içinde bulunan koleksiyonlar sadece Seramik işlemeleri ile alakalı olduğu için Sevr antlaşması ile doğrudan bağlantılı hiçbir koleksiyon bulunmamakta. Fakat buraya gelip 1920 yılında antlaşmayı imzalarken ki heyeti hayal edebilir, nostaljik tarihi gözünüzde canlandırabilirsiniz.
13. Şanzelize Caddesi
Burası Paris’in en yoğun caddesidir. Romantizm ve aşk şehrindeki en lüks moda tasarım dükkanları, kıyafet markaları ve Paris’in meşhur yemekleri bu caddede hünerlerini gösteriyor.