Türkiye’nin yüz ölçümü bakımından en büyük şehri olan Konya aynı zamanda en gelişmiş şehirlerden biridir. Şehrin tarihi M.Ö. 7000’li yıllara kadar uzanmaktadır. Konya tarihte Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapmış olup aynı zamanda dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük’ün de yer aldığı şehirdir. Şehrin en önemli simgeleri Mevlana Müzesi, etli ekmek ve çift başlı kartal olarak öne çıkmaktadır. Hoşgörünün merkezi Konya tarihte önemli kişilerden Mevlana ve Nasrettin Hoca’ya da ev sahipliği yapmıştır. Konya’da tarihe tanıklık edebilir, doğal parklarında dolaşabilir, meşhur yemeklerinin tadına bakabilirsiniz. Kültür ve inanç turizmiyle Konya her sene çok sayıda ziyaretçiye kapılarını açmaktadır. Aynı zamanda zengin tarihi ve doğal güzellikleriyle de yerli ve yabancı turistleri ağırlamaya devam etmektedir.
Konya’da Gezilecek 15 Yer
Konya ülkemizin tam ortasında yer alması ve yer şekilleri bakımından da sade oluşuyla ulaşım konusunda çok çeşitlidir. Gelişmiş karayolu ağları ve tren yolu sık kullanılan ulaşım türleridir. Türkiye’nin farklı noktalarından Konya’ya rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Yükseltisi az olan şehir geniş ovalarla kaplı olup tahıl üretimiyle ve işlenmesiyle de ülke ekonomisine büyük katkı sağlar.
Şemsi Tebrizi Camii
Mevlana’nın en yakın dostu ve onun düşünce dünyasında büyük öneme sahip bilgin Şemsi Tebrizi de Konya’nın değerlerinden sayılmaktadır. Türbe ve caminin bitişik olduğu yapıda türbe kümbet şeklinde olup Selçuklu mimarisinin özelliklerini içerir. Aynı zamanda burada Şemsi Tebrizi’nin naaşının da olduğuna inanılmaktadır.
Mevlana Müzesi (Kubbe-I Hadra)
Günümüzde müze olarak kullanılan bu yer aslında Mevlâna Dergâhı’nın yeriyken Sultan Alâeddin Keykubad tarafından Mevlâna’nın babasına hediye edilmiştir. Mevlana Celaleddin Rumi bir sufi ve din alimidir. Hoşgörü ve tasavvuf felsefesiyle ünlenmiş Mevlana Konya’da yaşamış olup şehrim en önemli sembollerinden biri haline gelmiştir. Burası başta Mevlana’nın babası daha sonra da Mevlana’nın vefatıyla birlikte türbe halini almıştır. Kubbe-I Hadra ya da Yeşil Türbe de denilen türbe dört ayaklı kalın sütun üzerine inşa edilmiştir. Türbe ve Dergah 1926 yılında müze olarak ziyaret edilmeye başlanmış 1954 yılında Mevlana Müzesi adını almıştır. Müzede Mevlana’nın ve yakınlarının eşyaları, eserleri ve mezarlar yer almaktadır.
Karatay Medresesi
Anadolu Selçuklu Devletinin vezirlerinden Celaleddin Karatay tarafından yaptırılan medrese zamanında Konya’nın en önemli eğitim kurumlarından biri olmuştur. Medresenin mimarları tam olarak bilinmemekle birlikte çinili kubbesiyle dikkat çekmektedir.
Sille Köyü
Büyük Selçuklu Devletinden de eski 5 bin senelik tarihi olan bu köy resmen tarih kokuyor. Farklı uygarlıklara kucak açan köy bir dönem Hristiyanlık için merkez konumunda olmuş. Bu sebeple köyde çok sayıda kilise mevcut. Bunun dışında mağaralar, camiler, hamamlar, köprüler gibi Türk-İslam eserleri de yer almaktadır.
Yerköprü Şelalesi
Göksu nehrinin üzerinde yer alan şelale adeta görsel şölen sunmaktadır. Özellikle yaz aylarında serinlemek ve doğayla buluşmak için güzel bir alternatif olabilir.
Konya Tropikal Kelebek Bahçesi
2015 yılında ziyarete açılan bahçe Avrupa’nın en büyük tropikal bahçesi olma özelliğine sahip. Çeşitli kelebeklere uçuş alanı oluşturulmuş olan bahçede böceklerin de tanıtıldığı bir bölüm yer alıyor. Ayrıca 80 den fazla da bitki türü bulunuyor. Burayı gezerken kendinizi tropikal bir bölgede dolaşıyormuş gibi hissedebilirsiniz.
Kilistra Antik Kenti
Konya’nın Meram ilçesinin Gökyurt köyünde yer alan antik kent Kapadokya benzeri bir yapıya sahip. Oyulmuş kayaların oluşturduğu oyuklar ve Roma döneminden izler taşıyan köy görülmeye değer.
Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
Burası tarihte farklı etnik kökenli insanların bir arada yaşadığı Akşehir ilçesindeki karma kültürü gösteren bir müze. 13. yüzyıla ait ahşap işlemeciliğinin örneklerini de gözler önüne seren müze Kültür Bakanlığı tarafında 1992’de kamulaştırılmıştır. Giriş ve üstüne iki kattan oluşmaktadır. Giriş bölümünde arkeolojik eserler yer al almaktadır. Diğer katlarda ise Nasreddin Hocanın fıkralarının bulunduğu odalar yer almaktadır.
Kyoto Japon Parkı
Burası ülkemizin en büyük Japon parkı unvanına sahiptir. Kyoto ile Konya arasında ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla 2010 yılında hizmete sunulmuştur. Ayrıca parkta yer alan restoran zengin bir menü içeriyor.
Alaeddin Camii ve Sultanlar Türbesi
Merkezde Alaeddin Tepesinde yer alan cami şehrin inanç ve din turizmi yönünden önemli yerlerinden. Anadolu Selçuklu mimarisine göre inşa edilen cami türbe mimarisinin en güzel örneklerini sunuyor.
Kızören Obruğu
Konya’nın yer şekilleri obruk oluşumuna oldukça müsait. Kızören ise bunların en güzel örneklerinden olup görenleri büyülüyor. Konya kapalı havzasında oluşmuş turkuaz renkli suyuyla yerli ve yabancı turistlere seyir keyfi oluşturuyor.
Karapınar Çölü
Türkiye’de yer alan tek çöl alanı diyebiliriz burası için. Öyle uzaklara gitmeden Konya’da çölün güzel bir örneği gözler önüne seriliyor. Gitmişken görüp fotoğraf çekilmek isteyebilirsiniz.
Meke Gölü
Burası volkan ağzında oluşmuş bir krater gölüdür. Sönmüş volkanın su ile dolmasıyla meydana gelerek muazzam bir görsellik ortaya çıkmıştır. Doğal oluşumuyla dünyanın nazar boncuğu olarak da bilinen Meke Gölü günümüzde kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.
Çatalhöyük Neolitik Kenti
İnsanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden olan Çatalhöyük insanların yerleşik yaşama geçiş ve tarıma başlayış öyküsünü içeriyor. Bu neolitik alanda duvar resimleri,heykeller ve diğer sanatsal öğeler bulunmaktadır. Barındırdığı özellikler bakımından tüm insanlığın görmesi gereken tarihsel bir mekan.
Beyşehir Gölü
Meşhur Göller Yöresinde yer alan Beyşehir Gölü ülkemizin en büyük tatlı su gölü özelliğine sahiptir. Masmavi suyu, irili ufaklı taşlardan oluşan kumsalları, karstik şekillerden oluşan mağaraları ile görülmeye değer güzelliklerden. En derin noktası 10 metre olan gölde levrek, sazan gibi balık türleri de bulunmaktadır. Göl 1993 tarihinde Milli Park alanına alınmıştır.