İnsanlık tarihini en görkemli anıtların olan Ayasofya, kutsal bilgelik için inşa edilen bir dünya harikasıdır. Mimarisi, güzelliği ve köklü tarihi ile İstanbul’da yer alan benzersiz baş yapıtlardan biridir. Hem Osmanlı hem de Bizans kaynaklarında bir çok efsanenin konusu olmuştur. Günümüzde Ayasofya Müzesi insanları kendine çeken ve etkileyen bir yerdir. Mimarisi ve sanatı ile dünyaca ünlü eser olmasıyla sayısız yerli ve yabancı turist ziyaret etmektedir. Bu nedenden dolayı İstanbul’un en çok ziyaret edilen müzeleri arasında yer almaktadır. Bu kadar çok ziyaretçi akınına uğramasının bir diğer nedeni de köklü tarihi ve efsaneleridir. Dilerseniz Ayasofya Müzesi Tarihini yakından inceleyelim.
Ayasofya Müzesi Hakkında Bilgiler ve Tarihi
Ayasofya Doğu Roma İmparatoru Justinianos döneminde yapılan en büyük kiliselerden biridir. Kilisenin en ilginç özelliği aynı yerde 3 kez inşa edilmesidir. İlk yapıldığında büyük kilise olarak adlandırılmış. Daha sonraki yıllarda ise Kutsal Bilgelik anlamına gelen ”Ayasofya ( Hagia Sophia ) ”denilmiştir. Ayasofya Doğu Roma İmparatorluğu boyunca kralların taç giyme törenlerin yapıldığı bir yer olmuştur. Bu nedenden dolayı başkentin katedral olarak işlevi gören kilise olmuştur.
İlk kilise I. Constantios döneminde 360 yılında yapılmış. Ancak 404 yılında çıkan büyük halk ayaklanmasından sonra ne yazık ki halk tarafından yakılıp yıkılmıştır. Günümüzde ise bu kiliseye ait malesef hiç bir kalıntı bulunmamaktadır. Fakat müze deposu içerisinde yer alan Büyük Kilise damgalı taşların ilk kiliseye ait olduğu düşünülüyor. Bir sonraki yani ikinci kilise 415 yılında İmparator I. Theodosius emri ile tekrardan inşa edilmiştir. Kilise İmparator Justinianos beşinci hükümdarlık yılında çıkan isyan nedeniyle 532 yılında tekrardan yıkılmıştır. 1935 yılında İstanbul ve Alman arkeologların birlikte çalışması ile birlikte zeminin altı kısmından ikinci kiliseye ait 12 havariyi temsil eden kuzu kabartmaları , merdivenler ve sütunlar bulunmuştur. Günümüzde hala ayakta olan Ayasofya İmparator Justinianos tarafından dönemin en ünlü mimarileri olan Anthemios ve İsidoros’a yaptırmıştır. Bin ustanın yönetiminde on bin işçinin çalıştığı Ayasofya inşa tam olarak beş yılda tamamlanır. 537 yılının 27 Aralık günü Ayasofya’nın açılışını yapan İmparator kilisenin görkemi karşısında kendini kaybeder ve ellerini kubbeye kaldırarak koşmuştur. Daha sonrasında ise şu sözleri söyler. ”Ey Süleyman seni geçtim. ”
Mimarisi her ne kadar kusursuza yakın olsa da yapımından 21 yıl sonra Ayasofya’nın kubbesi çöker. Bu duruma çok üzülen Justinianos yasa girer ve 30 gün boyounca İmparatorluk taçını takamamam kararı alır. Kubbenin tekrardan yapımı için İsidoros’un yeğenini görevlendirir. Kubbenin yüksekliği arttırılarak tekrardan inşa edilir.
Uzun yıllar boyunca depremlere ve yangınlara dayanan Ayasofya, Osmanlı İmparatorluğun Bizans’ı fethetmesi ile birlikte Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiştir. Mimar Sinan Ayasofya üzerinde depreme dayanıklı olması için pek çok şey uygulamıştır.
Ayasofya Müzesi Mimarisi
Müze içerisinde 107 sütun bulunmaktadır. Bu sütunlar özel antik kentlerden getirilerek Ayasofya’nın içerisini süslemektedir. Sütunları üzerinde yer alan başlıklar adeta heykeltıraşlık eseri, bu kadar detaylı ve özel olarak işlenmesi Bizans sanatının ne kadar gelişmiş olduğunu gözler önüne seriyor. Yapının zemininde ve duvarlarında yer alan değerli taşlar işemleri ve renkleri ile oldukça göz alıcı duruyor. İmparator kapısının üzerinde yer alan taşlar özel olarak işlenip yapılmıştır. Ayrıca içerisinde yüzlerce mozaik bulunmaktadır. Bu mozaikler oldukça önemli ve güzel olarak işlenmiştir. İçerisi sanki bir mozaik müzesi gibi durmaktadır. Ayasofya’nın simgesi haline gelen kubbenin kenarlarında yer alan melekler oldukça önemli eserlerdir. İncil’de İsa tarafından görüldüğü meleklerin ikisi uçmak , diğerleri ise vücudunu ve suratlarını kapatmak için vardır. Hristiyanlığa göre cennetin muhafızları olarak geçmektedirler. Kubbenin içinde yer alan Meryem ve İsa motifi oldukça ince bir şekilde işlenip Bizans ve Hristiyanlık sanatın ne kadar gelişmiş olduğunu bizlere göstermektedir. Daha sonradan Osmanlı İmparatorluğun Camiye çevirmesi ile birlikte Ayasofya’nın payelerin de yer alan dev levhalar İslam kültürünü yansıtmaktadır. Her biri 7 metre olan levhalar üzerinde Allah, Muhammed, Hasan ve Hüseyin yazmaktadır.
Ayasofya Müzesi Ziyaret Saatleri
Haftanın her günü hizmet veren Ayasofya Müzesi yalnızca özel günlerin ilk günleri kapalıdır. Ayrıca yaz ve kış sezonunda ziyaret saatleri değişmektedir. Aşağıda yer alan tabloda Ayasfoya Müzesi Ziyaret Saatlerini öğrenebilirsiniz.
Yaz Sezonu | 09:00 | 17:00 |
Kış Sezonu | 09:00 | 19:00 |
Ayasofya Müzesi Giriş Ücretleri 2013
Bilet Türü | Fiyatlar |
Yetişkin : | 72 TL |
18 yaş altı : | Ücretsiz |
65 yaş üstü : | Ücretsiz |
Önceki fiyatı ile 60 TL olan Ayasofya Müzesine zam gelerek 72 TL olmuştur. Ancak müze kart sahibiyseniz Ayasofya Müzesine ücretsiz olarak girip gezebilirsiniz. Ayrıca aşağıda belirttiğimiz kişilerde müzeyi ücretsiz şekilde giriş yapabilirler.
- 12 yaş grubunun altında bulunan turist çocuklara giriş ücretsizdir.
- Turist ve yerli basın kimlik kartı sahiplerine
- Turist ve Türk vatandaşı engellilere
- Seyahat acentelerinin sorumlu sahipleri ve müdürlerine
- UNESCO, ICOMOS ve ICOM kartı sahiplerine
- Kültür ve Turizm Bakanlığı kokardına sahip olan profesyonel turist rehberlerine
- Kültür ve Turizm Bakanlığında çalışan personeline ve anne, baba, eş ve çocuklarına
Ayasofya Müzesi Nerede ve Nasıl Gidilir ?
İstanbul’un Tarihi Yarımada kısmında yer alan Ayasofya Müzesi, Sultan Ahmet Camii’nin karşısında Topkapı Sarayı’nın yanı başında bulunuyor. Sultanahmet Meydanına geldiğinizde göze çarpan bir müzedir. Ulaşımı bir hayli kolay olan müzeye toplu taşıma araçları ile rahatça gidebilirsiniz.
Tramvay ile gidecekler Bağcılar-Kabataş arası Tramvay hattına binerek Sultanahmet durağında inerek bir kaç dakikalık yürüme mesafesinden sonra müzeye gidebilirsiniz.
Metrobüs ile gidecekler Cevizlibağ durağından veya Tramvaya aktarması olan bir durakta inerek rahatça ulaşım sağlayabilirsiniz.
Vapur ile gidecek olanlar Üsküdar üzerinden kalkan vapurlara binerek Eminönün’de inip tramvay ile geçiş yapabilirsiniz.
Anadolu Yakasında oturup Marmaray ile gidecekseniz Sirkeci durağında inip tramvaya aktarma yaparak ulaşım sağlayıp müzeyi gezebilirsiniz.
Özel aracınız ile buraya gitmenizi tavsiye etmiyoruz. Çünkü Sultanahmet çevresi özel araçlara ulaşımı kapalıdır. Bu yüzden oldukça zor bir ulaşım yolu seçmiş olursunuz.