Orta doğuda yer alan Ürdün’ün başkenti olan ve çölün ortasında kurulmuş Amman şehri eski çağlardan beri birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Amman farklı etnik kökenler ve çeşitli inançlarla hoşgörünün sembolü gibidir. Dağlık ve çöllerle kaplı bölgede adeta insanın doğayı dönüştürmesine tanık oluyorsunuz. Amman ülkenin en önemli ticaret yollarına sahip olmasıyla birlikte siyasi ve kültürel anlamda da Ürdün için büyük öneme sahip. Buram buram tarih kokan şehirde kullanılan dil Arapça. İklim bakımından yazları oldukça sıcak geçerken kışları da hava pek soğumaz ve genellikle ılıktır. Bu nedenle Amman’ı dört mevsim rahatlıkla gezebilirsiniz. Şehirde gözünüze çarpan şeylerin başında batısı ve doğusu arasındaki zıtlıklar gelecektir. Doğu tarafı daha geleneksel tarzda sakin bir yaşam sürerken batı tarafında ise yüksek modern binalar, dünya markalarının olduğu gelişmiş caddeler ve yoğun trafik bulunmaktadır. Tarihe yakından tanıklık etmek için doğu kısmı gezerek başlamak doğru tercih olacaktır. Şimdi hep birlikte bu tarih kokulu, kültür dolu ve doğal yapısıyla dikkat çeken şehrin görülmesi gereken yerlerine bakalım.
Amman’da Gezilecek 10 Yer
Doğunun geleneksel kültürüyle, dağlık yer şekilleriyle ve zengin tarihi eserleriyle Amman geçmiş ile günümüz arasında bir köprü olmasının yanı sıra Ürdün’ün kalbi. Ekonomi, kültür, sanat, eğlence hepsi burada yer alıyor.
Kral Abdullah Camii
Cami ismini Ürdün kralı I. Abdullah’tan almıştır. 1989 tarihinde yapımı tamamlanan cami Ürdün’de Müslüman olmayan kişilerinde ziyaret edebildikleri tek camidir. Kubbesi mavi mozaikle kaplıdır. Caminin içinde küçük bir İslam müzesi de bulunmakta olup bu müzede Kral Abdullah’ın kişisel eşyalarına ve birkaç fotoğrafa yer veriliyor.
Kraliyet Otomobil Müzesi
Adından da anlaşılacağı üzere burada nostaljik otomobiller sergilenmektedir. Özellikle de Kral Hüseyin’in arabaları sergilenmekte olup 75 kadar çeşit görme imkânınız vardır. Belki de bu eski arabaların çoğuyla ilk kez gerçekte karışılacaksınız.
Amman Kalesi
Amman’ı meydana getiren yedi dağdan birinde yer alan bu kale L şeklinde bir tepededir. Tarihte cilalı taş devri dediğimiz dönemden kalma araç gereçlere rastlanan kalenin eski çağlardan beri yerleşim yeri olduğunu söylemek mümkün. Kale birçok medeniyete ev sahipliği yapması bakımından dünya çapında önemini korumaktadır.
Karak Kalesi
Burası Amman’ın güneyinde Ölü Denizin kenarında bulunan bir haçlı kalesidir. Daha sonraki dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu da kaleye ilaveler yaparak kullanmıştır. Kale o kadar sağlam inşa edilmiş ki kayaların oyulup daracık kanyonlara bölünmüş böylece de düşmanın kaleyi işgal etmesi epey zorlaşmış görünüyor.
Amman Roma Amfi Tiyatrosu
Amman’ın merkezinde yer alan bu görkemli tiyatro görenleri şaşırtacak türden. Oldukça geniş ve bakımlı tiyatronun içerisinde bir de müze var. Müzeyi gezmek buranın genel tarihi hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayacaktır. Günümüzde burası çoğunlukla konserlere, sanatsal ve diğer kültürel aktivitelere ev sahipliği yapıyor.
Temple of Hercules (Herkül Tapınağı)
Tapınak Roma İmparatorluğunun kalıntılarındadır. Maalesef günümüze bütün olarak ulaşamamış olan tapınaktan geriye birkaç sütun ve bir de el şeklindeki taş yığını kalmıştır. En güzel tarafı da tapınağı gezerken kalıntılara dokunabilip rahatça fotoğraf çekilebilmeniz. Ancak yapımı çok eskilere dayanmakta olan bu tapınak görenleri etkilemeye devam ediyor.
Rainbow Caddesi
Amman’ın dağlık ve engebeli bir coğrafyada yer aldığından söz etmiştik. Bu sebeple de şehirde düzlük bulmak ve yol boyu yürümek pek kolay değil. İşte tam bu noktada sizi Rainbow Caddesi kurtarıyor. Burası birçok turistik noktaya yakın olmasıyla da gezinizde rotanızdan sapmadan rahatlıkla uğrayabileceğiniz bir cadde. Cadde boyu restoranlar, kafeler, türlü eşyaların satıldığı dükkânlar yürürken durup soluklanmanıza da yardımcı olacaktır.
Duke Diwan (Tarihi Konak)
Bu geçmiş yıllardan kalma bina Abdul Rahman Madi tarafından yapılmıştır. Yapıldığı dönemde postane binası olarak kullanılmış olup daha sonraları otele çevrilmiştir. Binaya girdiğinizde eski eşyalar, eskimiş duvarlar ve eski dönemlere ait dekorasyonla karşılaştığınızda zamanda yolculuk yaptığınızı hissedeceksiniz. Günümüzde Tarihi Konak yazarların ve sanatçıların söyleşi yapıp kitaplarının imza günlerini düzenlediği aynı zaman da kültürel etkinliklerin gerçekleştirildiği bir yer olarak kullanılıyor.
Emevi Sarayı
Emeviler geçmiş yıllarda uzunca süre şehri yönetme yetkisine sahip olmuşlar. İşte bu dönemden kalma 8. Yüzyılda inşa edilen saray aslında kubbeli girişiyle bir harabeyi andırıyor. Çok eskiden kaldığı ve bozulmalar olduğu içinde ziyaretçiler için saray restore edilmiştir. Yoğun İslam mimarisi içeren süslü duvarlarla dikkat çekmeye devam ediyor.
Yedi Uyuyanlar Mağarası (Ashab-Kehf)
Bu isimde mağaraların ülkemizde ve dünyanın farklı yerlerinde örnekleri mevcut olup bir tanesi de Amman’dadır. Mağaranın hikayesi birçok farklı inançta yer alıyor ancak hikaye anlatıldığı yere göre bazı değişiklikler göstermektedir. Hikaye her ne kadar toplumlara göre değişse de genel olarak içinde yaşadıkları toplumdan sapan ve topluma küsen yedi kişinin yüzyıllarca bir mağarada uykuya dalması olarak anlatılıyor. Hikaye 300 sene sonrasında acıkarak uyanıp alışveriş yapmak için mağaradan çıkan yedi uyuyanın alışveriş sırasında esnafa çok eskiden kalma bir para vermesiyle açıklığa kavuşur. Bu esrarengiz hikayeyi bir de Amman’ın anlatımıyla mağarada dinleyebilirsiniz.