Doğal güzellikleri bir yana, kültürel zenginlikleriyle de herkesin keşfetmesi gerektiğini düşündüğümüz bir cennet kent Ordu. Karadeniz’in en uzun sahil şeritlerinden olan 90 kilometrelik sahiliyle, dağlarıyla, şelaleleriyle, yaylalarıyla, vadileriyle, ormanlarıyla sadece doğa aşıklarını değil, doğa sporları ile ilgilenen adrenalin tutkunlarını da cezbediyor.
Ordu Görülmesi Gereken Yerler
Dört mevsim ziyaretçilerine ayrı güzellikler sunan, Karadeniz’in en yüksek turizm potansiyeline sahip bu kentini gezerken size rehber olacağını umduğumuz bir yazı hazırladık.
Boztepe
Ordu şehir merkezine gidip de, gözünüzün denizden 450 metre yükseklikteki Boztepe’ye takılmaması mümkün değildir. Bütün heybetiyle görenleri kendisine hayran bırakan Boztepe’ye çıktığınızda ise Karadeniz’in tüm güzelliklerini tek bir noktadan izleyebilme ayrıcalığına sahip olacaksınız. Bölgede yürüyüş parkurları, yemek yiyebileceğiniz ve konaklayabileceğiniz mekanların yanı sıra piknik yapıp dinlenebileceğiniz mesire alanları da bulunuyor. Yamaç paraşütü yapmak isteyenler de profesyonel eğitmenler eşliğinde bu manzaranın tadını herkesten farklı çıkarabiliyorlar. Ordu’nun gezilecek yerler listesinde çoğu zaman ilk sırada olan Boztepe, bu ününü sonuna kadar hak ediyor.
Teleferik
Boztepe’ye çıkarken özel aracınızla merkezden sekiz kilometrelik asfalt yolu kullanabileceğiniz gibi, yine şehir merkezinden kalkan minibüslerden de yararlanabilirsiniz. Ancak bambaşka bir alternatif olsun diyenlerdenseniz, size teleferiği kullanmanızı öneririz.
Çıkış noktası sahil kenarındaki Atatürk Parkı olan teleferiğin toplam yüksekliği tam 2 bin 350 metredir. Yukarı doğru çıktıkça, yamaç paraşütçüleri kadar olmasa da içinizde tatlı bir heyecan ve ürperme hissedeceksiniz ama altı buçuk dakika kadar süren yolculuk size Ordu’yu havadan seyretme keyfini sonuna kadar yaşatıyor.
Uzundere Şelalesi
Ordu’nun Aybastı ilçesinde Uzundere Köyünde yer alan Uzundere Şelalesi, ismi gibi tam 105 metre yüksekliğinden dökülmektedir. Türkiye’nin en yüksek şelalesi olduğu söylenmektedir. Ordu gezilecek yerler içerisinde en güzel yerlerden olan şelaleye ulaşım oldukça kolaydır. Perşembe Yaylası’ndan yola çıkıp Uzundere Şelalesi tabelalarını takip ederek rahatça gidebilirsiniz. Ancak fotoğraf çekilirken dikkat edin. Şelaleyi kadraja sığdırmakta güçlük çekebilirsiniz.
Çambaşı Yaylası
Çambaşı Yaylası, Giresun sınırındaki Kabadüz ilçesinde yer alıyor. Şehirden 58 kilometre uzaklıkta yer alan Çambaşı Yaylası, 100 bin dönümlük kapladığı alan ile sadece Karadeniz’in değil, ülkemizin de en geniş yaylaları arasındadır. Şehir merkezinden yaklaşık bir buçuk saat süren uzun ve dolambaçlı bir yolun ardından yaylanın size vaat ettiği şey ise muhteşem bir doğa, özgürce dolaşan yılkı atları, buz gibi dereler ve yayla kuzuları. Yaylada hem yemek yiyebileceğiniz hem de konaklayabileceğiniz pek çok mekanın dışında market, kasap, sağlık ocağı gibi ihtiyaç duyabileceğiniz yerler de mevcut.
Yayla da bir de kayak merkezi bulunuyor. Çambaşı Kayak Merkezi 1 kilometrelik kayak pisti ve diğer sosyal tesis imkanlarıyla 2012 yılında hizmete açıldı.
Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi
Selimiye Mahallesinin Taşocak Caddesi üzerinde bir ara sokakta yer alıyor Paşaoğlu Konağı. 1869 yılında Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yaptırılan ve üç katlı olan bu konağın birinci katı, 1982 yılında kamulaştırılmasının ardından “Etnografya Müzesi” olarak düzenlenmiştir. Burayı gezerken çeşitli takıları, silahları ve giysileri görebilir, daha detaylı bilgi edinebilirsiniz. Binanın içi de, tıpkı mimarisi gibi göz dolduruyor. Ahşap kaplama tavanlar, bitkisel motifli konsollar, söve taşı ile çevrelenmiş pencerelerdeki taş işçiliği ve banyolardaki çiniler görülmeye değer.
İkinci katta ise konağın bütün özellikleri korunmuş ve yöresel 19. yüzyıl konaklarına uygun olacak şekilde düzenlenmiş.
Ordu Aziziye Camii
Sultan Abdülaziz tarafından inşa edildiği için adını ondan alan Aziziye Cami, ahşaptan yapılmış olduğu için zamanla yıkılmaya yüz tutmuş ve 1890’lı yıllarda Kadızade Hasan Efendi tarafından bu kez kesme taşlar ile yeniden yapılmıştır.
Aziziye Mahallesinde yer alan cami üç katlı ve dikdörtgen planlıdır. Yuvarlak kemerli on sekiz pencereyle aydınlatılır ve avlusu Vakıflar Müdürlüğü tarafından yapılan bir restorasyonla ağaçlandırılmıştır.
Kurul Kalesi
Karadeniz’in yeşilliğini barındıran Ordu ile içerisinde Bayadı köyü sınırlarında yer alan Kurul Kalesi ,doğal sit alanı olup birinci derecede arkeolojik yerleşim yerlerindendir. Pers’lerin yaptığı düşünülen Kurul Kalesi, 2300 yıl önce inşa edildiği bilinmektedir. Yapılan kazılar sonucunda 300 adet merdiven, seramik parçaları, duvar örgüsü ve çarı kiremitleri gün ışığına çıkarılmıştır. Hemen yanı başında bulunan piknik alanı sayesinde hem tarihi bilgiler edinip hem de doğa ile baş başa kalabilirsiniz.
Ulugöl Tabiat Parkı
Ordu merkezden 74 kilometre uzaklıktaki Gölköy ilçesi sınırlarında bulunan, 1500 metre rakımlı doğal bir göl olan Ulugöl, 2009 yılında “Tabiat Parkı” ilan edilmiştir. Yüksek bir peyzaj değerine sahip olan alanda üç adet heyelan set gölü bulunuyor. Göl kenarındaki yürüyüş parkuru, özellikle de güz aylarında size kartpostal tadında fotoğraflar çekebileceğiniz bir manzara sunuyor. Yeşilin, kahverenginin ve sarının tonlarının birbirine karıştığı, meşe ve gürgen ağaçlarının gölgesinde, şehrin kalabalığından uzakta, doğayla iç içe geçirilebilecek bir gün vaat eden Ulugöl Tabiat Parkı’nda konaklamak da isterseniz şirin bungalovlardan kiralayabilirsiniz.
Perşembe Yaylası
Dünya genelinde 252, Türkiye genelinde ise “Yavaş Şehir” anlamına gelen “Citta Slow” unvanlı sadece on yedi tane ilçe var ve Ordu’nun Perşembe ilçesi de işte bu on yedi ilçenin arasında yer alıyor. Peki nedir bu Citta Slow? Hızlı şehirleşme ve modern hayatın yarattığı stresten uzak, sürdürülebilir kaynaklarıyla kendi kendine yetebilen, hayatın dış dünyaya nispeten daha yavaş aktığı, el sanatlarına, doğasına, üretimine, geleneklerine sahip çıkan kentler bu unvanı almaya hak kazanıyor.
Ordu’nun Perşembe ilçesi de gerçek manada bir yavaş şehir, burada zamanın durduğunu hissedebilirsiniz. Perşembe Yaylasının ise eşi benzeri yok. 1500 metre rakımı ile Canik Dağlarının zirvesinde. Zaten yaylaya çıkarken “Canik Dağlarının kalbine hoş geldiniz” yazılı bir tabela karşılıyor sizi.
Perşembe Yaylası size yorgunluk atmak, dinlenmek, tazelenmek, piknik yapmak ve hatta yamaç paraşütü için de ideal bir ortam sunuyor. Ziyaretiniz eğer temmuz ayının son haftasına denk gelirse zengin folklorik gösterilerin, müsabakaların ve konserlerin yapıldığı, çeşitli kültür ve eğlence aktivitelerinin düzenlendiği Perşembe Yaylası Şenlikleri’ne de katılma imkanı bulabilirsiniz.
Yason Burnu
Perşembe ilçesine gelmişken Yason Burnu’nu da gezip görmeden, kartpostallarda gördüğümüz manzaralara bir de yakından bakmadan olmaz. İlçe merkezine 15 kilometre uzaklıktaki Çaytepe köyü sınırları içerisinde yer alan Yason Burnu, 1. Derece arkeolojik doğal bir sit alanıdır. Özellikle güneşin doğuşunu ve batışını izlemek, bir taraftan da Karadeniz mutfağının zenginliklerini tatmak isteyenlerin tercihi olan Yason Burnu’nun aynı zamanda mitolojik bir de öyküsü var. Yarımada, yazılı kaynaklarda meşhur “Argonot Efsanesi”nin geçtiği yer olarak da biliniyor.
Burun’da Hıristiyanlar için büyük bir öneme sahip olan bir de kilise yer alıyor. Restorasyon çalışmasının ardından hizmete açılan kilise, özellikle yurt dışından çok sayıda ziyaretçiyi ağırlıyor.
Taşbaşı Kilisesi
Ordu’da gezilecek yerler sadece doğal güzellikler ile sınırlı değil. Taşbaşı Mahallesinde yer alan Taşbaşı Kilisesi 1853 yılında bölgede yaşayan Hıristiyanlar tarafından inşa edilmiş, 1937-1977 yılları arasında cezaevi olarak kullanılmış ve 2000 yılından sonra da çok amaçlı bir kültür merkezi olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Kilise, günümüze kadar ayakta kalabilmiş, kubbeli, kesme taştan bir bazilika şeklindedir. Ana mekan üç sütunla üç ayrı nefe ayrılmıştır ve semerdam çatı, kemerlerle desteklenmiştir. Kültür ve Turizm Müdürlüğünün yaptığı açıklamaya göre kilisenin yakın zamanda bir arkeoloji müzesine dönüştürülmesi ve Ordu’da çıkan tüm arkeolojik eserlerin bu müzede sergilenmesi planlanıyor.
Bolaman Kalesi
Fatsa ilçesinin Bolaman beldesinde yer alan kalenin Pontus Rumlarından kaldığı tahmin ediliyor. Kale, gözetleme ve karakol bölümleri olmak üzere iç ve dış iki bölümden oluşmuştur. Kesme taşlarla yapılan çok yüksek duvarlara ve bazilika planlı bir şapele sahiptir.
Hemen üzerine 200 sene önce inşa edilen Hazinedaroğlu Konağı ise çift cumbası ile sivil mimarimizin özgün örneklerinden biri kabul edilmektedir. Ev Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından aslına uygun bir şekilde restore edilerek “Geleneksel El Sanatları ve Yöresel Yemekler Lokantası” olarak ziyarete açılmıştır.
Ohtamış Şelalesi
İlçe merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta, Ulubey ilçesinde bulunan Ohtamış Şelalesi, 30 metre yüksekten dökülen suları ile Karadeniz’in en büyük şelalesidir. Şelaleye 500 metrelik bir doğa yürüyüşünün ardından ulaşılabiliyor. Ohtamış Şelalesi, buz gibi suyuyla özellikle yaz aylarında sıcaktan bunalanların da kaçış noktası.